İngiltere’ye seyahat ederken bazı şehirler gözden kaçırılamaz. Bunlardan biri de kuşkusuz Leeds. Sadece orada bulunan futbol kulübü değil, şehrin kendisi de görülmeye değer. Özellikle tarihe ve mimariye ilgi duyanlar, orada harika bir mimari bulacaktır. Şehirde hemen hemen her nesilden bir şeyler bulabilirsiniz. 12. yüzyıldan kalma bir Cistercian manastırı olan Kirkstall Manastırı olsun. Kompleks büyük ölçüde bir harabedir, ancak büyük bahçeler ve Aire Nehri üzerindeki konumu onu görülmeye değer kılmaktadır. Ama aynı zamanda şehir merkezinde her nesil için bir şeyler var. Downtown, harika mimari olarak anılmayı hak ediyor çünkü küçük bir alanda farklı mimari tarzlar bulabilirsiniz. Barok dönemden kalma, aynı zamanda klasik ve nihayetinde Viktorya tarzındaki binaları bulacaksınız. Burada ziyaret için önerilen, 1841’den kalma St. Peter bölge kilisesi ve belediye binasıdır. Bu da aynı dönemde inşa edilmiştir. Fütüristik mimari eksik olmamalı.
Leeds şehrinin mimari güzelliğinden daha fazlası
Avrupa’nın pazar evi Leeds Kirkgate Market de tavsiye edilir. 1900 civarında inşa edilmiş ve bugün hala bir mağaza olarak kullanılmaktadır. Burada sadece yapısal güzelliği değil, aynı zamanda genç ve yaşlı için çeşitli alışveriş olanakları bulacaksınız. Sadece mimari doğru değil, aynı zamanda dinlenmek istiyorsanız, bu Roundhay Park’ta mümkün. Şehir merkezinde 280 hektarlık bir büyüklüğe sahip olan buranın tropik bir evi ve akvaryumları var. Burada düzenli olarak konserler de düzenleniyor ki bu her nesil için bir şey.